HİZMETLER
BÖLGELER
Temizlikte Ölçü
Temiz olma ve temiz yaşama her kültür ve medeniyetin üzerinde önemle durduğu bir olgudur. Bazen insan hayatını olumsuz etkileyerek ileri boyutlara varan sorunlara sebep olabiliyor.
Tertipli, düzenli ve temiz yaşama arzusu bir yere kadar elbette insan kalitesinin de bir göstergesi olarak algılanır.
Ancak hanımlar için ayrı bir değer arz eden tertip, düzen ve temizlik ise bazen titizlik boyutlarını da aşıp kişinin hastalanmasına ve bu hastalıkla mücadelede hekim yardımı almasına kadar uzanabilmektedir.
Sinir sistemimizde ve beyinde bir düzen ve ahenk, bu davranışlarımızı kontrol ederek nereye kadar ve ne kadar tertipli ve temiz olmamız konusunda bizim hareketlerimizi dengelemektedir.
Bu denge kişiden kişiye değiştiği için olsa gerek kimimiz için yeterli olan tertip ve düzen bir başkası için az veya aşırı olarak kabul edilebilmektedir. Özellikle hanımlar için bu dengedeki ölçü bazen aşırı uçlara doğru kayıyor ve kişinin önüne geçemeyeceği kadar ilerliyor.
Bu ilerleme kişinin mantıksız olduğunu bildiği halde zihninden atamadığı düşünce haline gelmeye başlarsa buna ‘takıntı’ ismini veriyoruz. Kültürümüzde bu hal ‘vesvese’ olarak da bilinir.
Hastalık 20’li yaşlarda ve hanımlarda daha fazla görülüyor. Her 1000 kişiden 20-40’ı hayatında en az bir dönem takıntı hastalığı geçirmiş veya geçirmekte.
Tıptaki ismi ile kısaca obsesyon olarak adlandırdığımız takıntının birçok insanı ve aileyi zor durumlara soktuğu bilinen bir gerçek.
Takıntı, istemli bir çaba ile bilincimizden uzaklaştırılamayan düşünce olduğundan bazen günlük yaşam kalitemizi de bozabilir.
Sorumluluk duygusu yüksek olan, çabuk endişeye kapılan, gergin, karamsar, içe dönük, mükemmeliyetçi, kılı kırk yaran, detaylara inmekten hoşlanan insanların takıntı hastalığına daha yatkın oldukları da bir gerçek.
Temizlik takıntısı bir yere kadar titizlik olarak kabul edilse de kişinin yaşam kalitesini bozmaya başladığı andan itibaren hastalık olarak ele alınmaktadır.
Ellerini defalarca yıkamak, olmadı deyip tekrarlamakta ısrar etmek ve bu dürtünün önüne geçememek... Dokunulan yerleri temizlemeye başlamak ya da temiz olmadığına inanıldığı için yaşam alanını sınırlamak gibi durumlar kişinin içinden geliyor ve bu dürtüleri yenmede başarılı olamıyorsa hekim yardımı almak kaçınılmaz oluyor.
Takıntılar zaman içerisinde başka takıntılarla yer değiştirme özelliği arz edebilir. Temizlik takıntısı ile hastalık belirtileri göstermeye başlayan bir kişi, konunun üzerine yeteri kadar eğilmediği zaman durum biriktirme, saklama takıntısına, hatta çöp ev olma yoluna doğru gidebilmektedir.
Genetik ve çevresel faktörlerin hastalıkta rolü büyüktür. Beyin kimyasında meydana gelen değişimler de önemli bir faktör. Bazı kişilik özelliklerine sahip insanların da takıntı hastalığına yatkın olduğu bilinen bir gerçektir.
Çocuklarını çok eleştiren, suçlayan, onlardan kusursuzluk ve mükemmeliyetçilik bekleyen, ayıp ve günah gibi kavramları abartılı biçimde çocuklar üzerinde baskı aracı olarak kullanan, katı biçimde ahlakçı, şekilci ailelerde takıntı hastalığının daha yaygın olduğu ileri sürülmektedir.
Her titiz insan elbette takıntı hastası değildir. Titizlik iyi bir meziyettir, ancak aşırıya vardığında kişinin kimseyle geçinememesine yol açar.
Titizlik mi? Temizlik mi? Vesvese mi? Bu soruların cevabı konunun uzmanı hekimce kolaylıkla verilebilir. Tanı isabetli olduktan sonra tedavi biraz uzun sürse de çoğu vakada yüz güldürücü sonuçlar kısa sürede görülmeye başlar.
İlaçlar yanında telkinde bulunma, olumlu örnek davranış modelleri belirleyerek hastanın uygulamasını sağlama, aile bireyleri ile birlikte hastalığın yok edilmesine yönelik modeller tedavide denenen yöntemlerdir.
Hastalık süresince meydana gelen sıkıntı, uykusuzluk ve depresyon gibi ikincil bulguların uygun ilaçlarla tedavisi ise sonucun daha kısa sürede alınmasına zemin hazırlar.